Miras paylaşımı, mirasçıların irade birliğiyle anlaşarak yahut mahkeme kararıyla, miras ortaklığının kısmen yahut tamamen tasfiye edilmesiyle hak ve borçların bireyselleştirilmesidir. [Kılıçoğlu, Miras Hukuku, s. 313-314]
Mürisin ölümü ile mirasçılar, terekedeki mallar üzerinde elbirliği ile malik olurlar. İşbu makalede terekedeki malların mirasçılar arasında paylaşımının ana hatlarına değinilecektir. Bu kapsamda ortaklığın giderilmesi davaları mercek altına alınacaktır.
Ortaklığın Giderilmesi Davalarının Konusu Nedir?

Ortaklığın giderilmesi davasının konusunu, paylı mülkiyet ve elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olan taşınır ve taşınmaz mallar ile haklar teşkil etmektedir. Yine hisse senetleri ve tasarruf bonoları da ortaklığın giderilmesi davalarına konu edilebilmektedir.[Tunaboylu, a.g.e., s. 143.]
TMK md. 704’e göre, taşınmaz mülkiyetinin konusu, arazi, tapu kütüğünde ayrı sayfaya kaydedilen bağımsız ve sürekli haklar ve kat mülkiyeti kütüğüne kayıtlı bağımsız bölümlerdir.
Taşınır mal statüsünde olduğu ifade edilen gemiler de ortaklığın giderilmesi davasına konu edilebilir.
Ortaklığın Giderilmesinin Mümkün Olmadığı Haller
Paylaşma Sözleşmesi Yapılmış Olması
TMK md. 676’ya göre, mirasçılar payların oluşturulması ve malların fiilen alınması için bir paylaşma sözleşmesi yapabilirler. Mirasçılar arasında geçerli olarak yapılmış bir miras paylaşma sözleşmesinin mevcudiyeti halinde, bu sözleşme ile birlikte elbirliği halinde mülkiyeti sona erdirebileceğinden ve ortaklık hali sözleşmeyle çözüme bağlanmış olacağından ortaklığın giderilmesi davası açılamayacak, yalnızca tapu iptal ve tescil talebinde bulunabilecektir.
“Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi geçerli bir paylaşma (taksim) sözleşmesine dayanılarak isteniyorsa bu şekilde açılmış davanın reddi gerekir. Zira bu gibi durumlarda paylaşma (taksim) sözleşmesine göre tescil davası açılmalıdır.” [Yargıtay 6. Hukuk Dairesi, 26.02.2007 tarihli ve 2007/13352 E., 2007/1844 K.]
Tapu Siciline Kayıtlı Olmayan Taşınmazlar
Tapu siciline kayıtlı olmayan taşınmazlar, ortaklığın giderilmesi davasına konu olamazlar. [Yarg. 6. HD., 1968/863 E., 1968/2561 K., 21.05.1968 T]
Taşınmazın Belirli Bir Payının Ortaklığının Giderilmesi
Ortaklığın giderilmesi davaları sadece taşınmaz malın bütünü için ikame edilebilir. Taşınmaz malın bir kısmı için ortaklığın giderilmesine karar verilmesi mümkün değildir.
“Mahkemece davanın kabulüne karar verilirken anılan taşınmazdaki ½ payın ortaklığının giderilmesine hükmetmiştir. Ne var ki ortaklığın giderilmesi ancak taşınmazın bütünü hakkında olabilir. Taşınmazdaki bir kısım payın ortaklığının giderilmesi istenemez. Böyle bir davanın açılması halinde davada taşınmazın tamamı için ortaklığın giderilmesinin istendiği kabul edilmelidir.” [Yargıtay 6. HD. 2010/13080 E., 2011/2677 K., 08.03.2011 T.]
Ortaklığın Giderilmesi Davalarının Türleri
Paydaşlığın giderilmesini isteme hakkının kullanılması ile talep edilen neticenin elde edilebilmesi için, tüm paydaşların buna rıza göstermesi bir zorunluluk değildir. Diğer paydaşlar bu talebi kabul ederek sonucuna uygun hareket etmekten kaçınırlarsa, sonucun meydana geldiğinin tespiti için açılan dava ortaklığın giderilmesi davasıdır. [ Akipek, Akıntürk, a.g.e., s. 403]
Aynen Paylaşma Yoluyla Ortaklığın Giderilmesi
Ortaklığın giderilmesi davalarında, ortaklık konusu ister paylı mülkiyete ister elbirliği mülkiyetine tabi olsun, esas olan aynen paylaşma/taksim yoluyla ortaklığın giderilmesidir.
Paylaşma talebinde bulunan davacı ve davalı aynen yahut satış yoluyla paylaşmadan söz etmeksizin paylaşma talebinde bulundularsa, hakim TMK md. 699/2 ve 699/3 uyarınca öncelikle aynen paylaşmanın mümkün olup olmadığını araştıracak, mümkün değilse satış yoluyla paylaştırılmasına karar verecektir.
Tarafların Anlaşmasıyla Aynen Taksim
Ortaklar ya da paydaşlar kendi aralarında yapacakları aynen taksim sözleşmesi ile aralarındaki ortaklığı sona erdirebilirler. Taşınır ve taşınmaz mallar bu taksim sözleşmesinin konusu olabilir. TMK’nun 676. maddesine göre; “Paylaşma sözleşmesinin geçerliliği yazılı şekilde yapılmasına bağlıdır.“

Dava İle Aynen Taksim
Ortaklar (paydaşlar), malın aynen bölüşülmesi veya pazarlık ya da artırmayla satılarak bedelinin bölüşülmesi hallerinden birini tercihi ile taksim/paylaşma konusunda uyuşmadıkları takdirde; ortaklardan birinin talebi üzerine hakim, malın aynen bölünerek pay edilmesine, bölünen parçaların denk düşmemesi halinde eksik değerdeki parçaya para eklenerek denkleştirme sağlanmasına karar verir (TMK m.699/2).
- Her taşınmazın ayrı ayrı cinsi, yüzölçümü, pay ve paydaş sayısı ile imar mevzuatına göre aynen paylaşmanın mümkün olup olmadığının araştırılması gerekir.
- Aynen paylaşmaya hükmedilmesi için paylı malın önemli bir değer kaybına uğramaması gerekir.
- Bütün paydaşlar rıza göstermedikçe taşınmazın bir bölümü paylı bırakılamaz.
“Davada sulh vaki olmadığı sürece bir kısım taşınmazların bazı paydaşlara, diğerlerinin diğer paydaşlara verilmesi şeklinde re’sen taksime gitmek mümkün değildir. Taksimde taşınmazın pay ve paydaş durumuna arazinin verim niteliğine göre taksimin mümkün olup olmadığının bilirkişi aracılığıyla saptanması gerekir. Payların denkleştirilmesi için ivaz ilavesi icap ediyorsa fen ehline taksim projesi düzenlettirilir. Taşınmaz Belediye ve mücavir alan hudutları içerisinde ise taksim projesi eklenerek Belediye’den imar yasası ve yönetmeliği uyarınca bu taksime imkan olup olmadığı sorulur. Taşınmaz Belediye ve mücavir alan dışındaysa aynı husus İl İdare Kurulundan sorularak saptanır. Taksim tarzında yani taksim projesindeki bölümlerin hangi paydaşa verileceği konusunda taraflar anlaşamazlarsa mahkeme huzurunda kura çekilerek hangi kesimin hangi paydaşa verileceği belirlenir.” [Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 21.02.2001 tarihli ve 2001/79 E., 2001/166 K.]
Satış Yoluyla Ortaklığın Giderilmesi
Taleple bağlılık ilkesi gereğince, taraflar (davacı/davalı) ortaklığın giderilmesini aynen taksim suretiyle talep etmesi halinde mahkemece, aynen taksim koşullarının oluşup oluşmadığı araştırılır ve bu doğrultuda davanın kabulüne veya reddine karar vermesi gerekir.
Ancak davacı aynen taksim, davalı/lar satış yoluyla taksim talep etmiş ise; öncelikle aynen taksim araştırması yapılır bunun mümkün olmaması halinde (dava terditli davaya dönüşür) davalı tarafın talebi esas alınarak ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmelidir.
TMK’nun 699/1. maddesine göre; “paylaşma; malın aynen bölüşülmesi veya pazarlık ya da artırmayla bedelinin bölüşülmesi biçiminde gerçekleşir.”
Açık Artırma Yoluyla Satışa Hükmedilmesi
Açık artırma ile satış iki şekilde olur:
Paydaşlar arasında açık artırma
Satışın paydaşlar arasında yapılması artırmayla yapılmasına karar verilmesi, bütün paydaşların rızasına bağlıdır. Tüm paydaşların satışın paydaşlar arasında yapılması talebi varsa, hâkim bu taleple bağlıdır. Burada mülkiyeti ilgilendiren bir özel hukuk ilişkisi söz konusu olduğu için bütün paydaşların bir noktada toplanan iradeleri doğrultusunda hareket edilmelidir. Aksi takdirde umuma açık artırma usulüyle satış yolu tercih edilmelidir.
“Taşınmazların hissedarlar arasında satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilebilmesi için Türk Medeni Kanunu’nun 699/son maddesi hükmü uyarınca tüm paydaşların rızasının bulunması gerekir. Duruşmalara tüm hissedarlar katılmadığı gibi, katılan paydaşların da bu konudaki beyanları alınmamıştır. Bu durumda taşınmazların hissedarlar arasında satılması konusunda paydaşlar arasında ittifak yok demektir.Mahkemece, dava konusu edilen taşınmazların umum arasında, açık artırma usulü ile satışına karar verilmesi gerekirken, bu husus göz ardı edilerek, yazılı şekilde taşınmazların hissedarlar arasında satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmesi hatalı görüldüğünden hükmün bozulması gerekmiştir.” [Yargıtay 6. Hukuk Dairesi, 22.01.2007 tarihli ve 2007/11791 E., 2007/126 K.]
Umuma Açık Artırma

Uygulamada genelikle tercih edilen yöntem, satışın umuma açık artırma şeklinde yapılması yoludur. Ortaklığın giderilmesi davalarında hüküm kısmında satışın ne şekilde yapılacağı açık bir şekilde gösterilmelidir.
“Paydaşlığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi halinde satışın nasıl yapılacağının, satış bedelinin paydaşlara ne şekilde dağıtılacağının, harcın ve yargılama giderlerinin paydaşlara hangi oranda yükleneceğinin hüküm sonucunda gösterilmesi gerekir.” [Yargıtay14. Hukuk Dairesi 2016/2545 E. & 2018/5158 K., 05.07.2018 T.]
Ortaklığın Giderilmesi Davalarında Taraf
Dava hakkı kural olarak malik olan paydaş yada elbirliği ortağına aittir. İstisnası ise; alacaklı durumunda olan gerçek veya özel hukuk tüzel kişilerinin dava açabilmeleridir.
Borçlu Ortağın Alacaklısının Dava Takip Yetkisi
“Elbirliği mülkiyetine tabi bir mal söz konusu ise, borçlu ortağın alacaklısı, alacağını tahsil amacıyla icra takibi başlatmasının ardından, İİK md.121 uyarınca, icra hâkiminden ortaklığın giderilmesi davası açabileceğine dair bir yetki belgesi alarak bu davayı açabilecektir.” [Yargıtay HGK., 2004/6-509 E., 2004/568 K., 03.11.2004 T. İlamı]
Paylı mülkiyete tabi malın haczi ve satışı mümkün olduğundan, alacaklının paylı mülkiyete tabi malda ortaklığın giderilmesini talep etmesi halinde dava hukuki yarar yokluğundan reddedilmelidir. [İçer, İzale-i Şüyu Davaları, 2023, s.892.]
Miras Hissesinin İntikali Yapılmamış Olması Halinde Ortaklığın Giderilmesi Davası Açılabilir mi?
Miras hissesinin intikali yapılmadıysa, yani tapu sicilinde tescili gerçekleştirilmediyse, İİK md. 121’e dayanılarak miras hissesinin paraya çevrilmesi talep edilemez.
İİK’nun 94/I’de elbirliği mülkiyetinin haczi düzenlenmiştir. Elbirliği mülkiyeti hissesi üzerinde tasarrufta bulunulamayacağından (MK.nun 702,III), burada haczin konusu, borçlunun (hissesi değil) elbirliği mülkiyeti ilişkisinin son bulması halinde (mesela paylaşma sonunda) hissesine düşecek olan paydır (Kuru, İcra İflas Hukuku El Kitabı s.397). hisse haczi İİK’nun 94/I uyarınca tapu siciline şerh edilir.
“Borçlunun bir taşınmaz üzerindeki miras hissesi tapu siciline tescil edilmemiş ise alacaklının, öncelikle İİK’nun 94/II. Maddeye göre borçlunun miras hissesinin tapu siciline tescilini sağlaması ondan sonra miras hissesinin İİK’nun 121.maddesine göre paraya çevrilmesini istemesi gerekir. Alacaklı, borçlunun miras hissesini tapu siciline tescil ettirmeden (intikali sağlamadan) borçlunun miras hissesinin İİK’nun 121.maddesine göre paraya çevrilmesini isteyemez. İİK’nun 121.maddesindeki yola başvurulmadan terekedeki elbirliği halinde tasarruf edilen bir malın borçlu mirasçısının borcundan dolayı satılması mümkün değildir. Ortaklığın satış sureti ile giderilmesine karar verilmesi halinde satışın sonucuna kadar borçlunun o mal üzerindeki hissesi henüz belirli ve ayrılmış değildir (Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı s.545).” [Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, 02.11.2010 tarihli ve 2010/12543 E., 2010/25490 K.]
Ortaklığın Giderilmesi Davalarında Arabuluculuk
Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu m. 18/B hükmü (Taşınır ve taşınmazların paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin uyuşmazlıklar) gereği; dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
Ortaklığın Giderilmesi Davalarında Yetkili Ve Görevli Mahkeme
Ortaklığın Giderilmesi Davalarında Görevli Mahkeme
Ortaklığın giderilmesi davaları, dava konusu malın değerine bakılmaksızın sulh hukuk mahkemelerinde görülür. [HMK m.4/1-b]
Satış Kararının İnfazı Aşamasında Yapılacak İtiraz Ve Şikayetlerde Görevli Mahkeme
HMK m.322/2 gereği; “Paylaştırma ve ortaklığın giderilmesi için satış yapılması gereken hâllerde, hâkim satış için bir memur görevlendirir. Taşınır ve taşınmaz malların satışı İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre yapılır.“
İİK m.4/son gereği; “İcra yetkisini haiz sulh mahkemelerinin muamelelerine karşı vuku bulacak şikayet ve itirazların icra mahkemesi o mahkemenin hakimidir.”
Bu bağlamda; satış memuru davaya bakan sulh hukuk mahkemesince tayin edildiğinden, satış memurluğuna yapılan işlemlere karşı yöneltilecek şikayetler, icra mahkemesi tarafından değil ortaklığın giderilmesine karar vermiş olan sulh hukuk mahkemesi tarafından incelenir. [Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, 04.12.2017 tarihli ve 2016/24486 E., 2017/15046 K.]
Ortaklığın Giderilmesi Davalarında Yetkili Mahkeme
- HMK’nun 12. maddesi gereğince yetkili mahkeme, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesidir. Birden çok taşınmazın ortaklığın giderilmesi davalarına konu edilmesi halinde ise HMK m.12/son gereği; taşınmazlardan birinin bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir. “mahkemece; farklı yerlerde bulunan taşınmazlara ilişkin ayırma kararı verilerek yetkisizlik kararı verilmesi doğru olmadığından, davanın birleştirilerek sonuçlandırılması gerekir.” [Yargıtay 14. Hukuk Dairesi, 09.07.2018 tarihli ve 2016/2447 E., 2018/5199 K.]
- Taşınır mallara ilişkin ortaklığın giderilmesi davalarında ise yetkili mahkeme HMK m.6/1 hükmü gereği “davalının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.”
Ortaklığın Giderilmesi Davalarının Alacaklı Tarafından Açılması Durumunda Yetkili Mahkeme
Bu dava için de HMK’da düzenlenmiş olan yetki kuralları geçerli olacaktır. (H. Erdoğan, a.g.e., s. 210-211.) [Gamze KILDIR, Ortaklığın Giderilmesi Davası, Yüksek Lisans Tezi, Ankara – 2019, s.154]
Alacaklı İİK m.121’e göre aldığı yetki belgesi ile açacağı ortaklığın giderilmesi davasını, yetki belgesini veren icra mahkemesinin bulunduğu yer sulh hukuk mahkemesinde açamaz.(Gamze KILDIR, s.154)
Diğer bir ifadeyle yetkiyi veren icra hakimliğinin bulunduğu yer mahkemesine göre belirlenmez. [İçer, İzale-i Şüyu Davaları, 2023, s.527.]
Ortaklığın Giderilmesi Davalarında Yargılama Giderleri
Ortaklığın giderilmesi davalarında sıklıkla sorulan soru; yargılama giderleri ve harçları hangi taraf öder?
Ortaklığın giderilmesi davaları taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalar olup, sonuçta kazanan ve kaybeden taraftan söz edilemeyeceğinden yargılama giderleri/harçları ve vekalet ücretinin taraflara payları oranında taraflara yükletilecektir.
Ortaklığın giderilmesi davalarında; haklı çıkan tarafın, davayı vekil aracılığıyla takip etmiş olması halinde vekilin Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin ikinci kısım, birinci bölümünde düzenlenen maktu vekalet ücretine hükmedilir. Fakat tarifenin 3. maddesindeki düzenleme uyarınca hakim, avukatın emeği, çabası, işin önemi, niteliği ve davanın süresini göz önünde bulundurarak belirlenen asgari miktarın en fazla üç katına kadar vekalet ücretine hükmedebilir. Takdir edilen vekalet ücretini, paydaşların payları oranında ödenmesine karar verilir.
Ortaklığın Giderilmesi Davalarında Feragat ve Kabul
- Davacı ya da davacılardan birinin davadan feragat etmesi tek başına bir hüküm doğurmayacaktır. Davacının feragat etmiş olması halinde, davalı taraf davaya devam etmek istediğini beyan ederse davaya devam olunur.
- Ortaklığın giderilmesi davalarında kabul, davayı hemen sonuçlandırmaz. Kabul beyanı üzerine davanın kabulü gibi bir durum söz konusu olmamaktadır.

Tekin Hukuk Bürosu
Ortaklığın giderilmesi davaları için bir avukattan hukuki destek almanız son derece önemlidir. Hak kaybı yaşanmaması adına ortaklığın giderilmesi davalarınız için Adana Gayrimenkul Avukatı’ndan hukuki destek alabilirsiniz. Dava süreci, hukuki statünüz, haklarınız ile yargılama giderleri konusunda ön bilgi alabilir; detaylı bilgi ve tüm sorularınız için bizimle iletişime geçebilir veya yüz yüze görüşmek için Tekin Hukuk Büromuzu ziyaret edebilirsiniz.
Ramazan Tekin
http://ramazantekin.av.trAdana‘da faaliyet gösteren Avukat Ramazan TEKİN, bir taraftan makale ve Yargıtay kararları yayımlayarak hukuk dünyasındaki güncel bilgilere erişimi kolaylaştırırken, diğer taraftan idare/vergi hukuku, ceza hukuku, tazminat hukuku, gayrimenkul hukuku, miras hukuku, medeni hukuk, icra iflas hukuku, iş ve sosyal güvenlik hukuku davalarında avukatlık hizmeti sunmaktadır.