Ana SayfaBlogHukukÖzel HukukVelayetin Değiştirilmesi

Velayetin Değiştirilmesi

Velayet, henüz ergin olmamış ve bazen de ergin olmuş fakat kısıtlanmış bulunan çocukların menfaatlerinin korunması amacına hizmet eden bir kurumdur. [AKINTÜRK/ATEŞ KARAMAN, s. 407.] 

Velayetin Değiştirilmesi Nedir?

Ayrılık veya boşanma kararı sonrası taraflardan birine çocuğun velayeti verilmesi kararı verilir.

Türk Medeni Kanununun 183. ve 349’unce maddelerinde yer alan hükümlere göre, yeni olguların zorunlu kılması ve küçüğün menfatinin gerektirmesi halinde velayet sahibi değiştirilebilir. Bu durumda velayeti kendinde olmayan velayetin değiştirilmesi davası ikame ederek çocuğun velayetini geri alabilir. İşbu makalede, velayetin değiştirilmesi mercek altına alınmışTır. Velayetin değiştirilmesi ne zaman ve hangi koşullarda mümkün olduğuna ilişkin bir soruşturma yürütmektedir.

Velayet Hakkına Sahip Kişiler

TMK m. 335 hükmüne göre; “Ergin olmayan çocuk, ana ve babasının velâyeti altındadır. Yasal sebep olmadıkça velâyet ana ve babadan alınamaz. Hâkim vasi atanmasına gerek görmedikçe, kısıtlanan ergin çocuklar da ana ve babanın velâyeti altında kalırlar.”

VELAYETİN DEĞİŞTİRİLMESİ

Anne ve Babanın Evli Olması Durumu

TMK m. 336 hükmüne göre, “Evlilik devam ettiği sürece ana ve baba velayeti birlikte kullanırlar. Ortak hayata son verilmiş veya ayrılık hali gerçekleşmişse hâkim velayeti eşlerden birine verebilir. Velayet, ana ve babadan birinin ölümü halinde sağ kalana, boşanmada ise çocuk kendisine bırakılan tarafa aittir.  

Anne Babanın Evli Olmaması Durumu

TMK M. 337 hükmü gereğince “Ana ve baba evli değilse velayet anaya aittir. Ana küçük, kısıtlı veya ölmüş ya da velayet kendisinden alınmışsa hakim, çocuğun menfaatine göre, vasi atar veya velayeti babaya verir.

Anne Baba Evli Değilken Açılabilecek Velayetin Değiştirilmesi Davası

Basit yargılama usülü uygulanan işbu davada velayetin değiştirilmesi davası aile mahkemelerinde görülmekte olup, işin niteliği gereği maktu harca tabidir.  Duruşmalar arasındaki süre bir aydan daha uzun olamaz. İşin niteliği gereği bilirkişi incelemesinin uzaması, istinabe yoluyla tahkikat işlemlerinin yürütülmesi gibi zorunlu hâllerde, hâkim gerekçesini belirterek bir aydan sonrası için de duruşma günü belirleyebilir ve ikiden fazla duruşma yapabilir.[HMK m.320/3]

Evlilik Dışı İlişkisinden Doğan Çocuğun Kendisinden Olduğunu Beyan Eden Kocanın "Tanıma" Beyanı Karşısında Velayetin Değiştirilmesi

Küçük 10.11.2010 doğumlu olup, evlilik dışı ilişkiden doğmuş, anne hanesine Türk Medeni Kanununun 321. maddesi uyarınca tescil edilmiştir. Davacı ile çocuk arasında soybağı kurulmamıştır. Ancak; davacı, çocuğun velayetini istediğine ve 06.03.2012 tarihli oturumda da bizzat beyanda bulunarak “kendisinin evlilik dışı ilişkisinden olduğunu” bildirdiğine göre; bu talep “tanıma” beyanını (TMK. md. 295) da içermektedir. O halde mahkemece yapılacak iş; davacının tanımaya ilişkin beyanını Türk Medeni Kanunun 296. maddesi uyarınca çocuğun ve davacının kayıtlı bulunduğu nüfus müdürlüğüne bildirmek ve bu işlemin sonucunu beklemek (HUMK. md.165/1); daha sonra da, tarafların gösterdikleri delillerin değerlendirilip; velayet konusunda bir karar vermekten ibarettir. Açıklanan yönde işlem yapılmadan, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.” [2. Hukuk Dairesi2012/14065 E.,  2013/6115 K.]

Velayetin Kapsamı

GENEL KURALLAR

TMK Madde 339Ana ve baba, çocuğun bakım ve eğitimi konusunda onun menfaatini göz önünde tutarak gerekli kararları alır ve uygularlar.

Çocuk, ana ve babasının sözünü dinlemekle yükümlüdür.

Ana ve baba, olgunluğu ölçüsünde çocuğa hayatını düzenleme olanağı tanırlar; önemli konularda olabildiğince onun düşüncesini göz önünde tutarlar.

Çocuk, ana ve babasının rızası dışında evi terkedemez ve yasal sebep olmaksızın onlardan alınamaz.

Çocuğun adını ana ve babası koyar.

Boşanma Davası Sonucunda Velayet

  •  Yetkili mahkeme; boşanma ve ayrılık davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir.  

TMK m. 182/1 hükmü, velayetin anne veya babadan hususunda hakime geniş takdir yetkisi tanımıştır. Hakim karar vereceği zaman özellikle çocuğun üstün yararını gözeterek bir hüküm tesis eder. Yargıtay kararlarına göre de çocuğun menfaati neyi gerektiriyorsa, o doğrultuda karar verilmelidir. 

Boşanma davası sonucunda karar verildiğinde; velayet açısından, tarafların ekonomik gücü, boşanma davası özelinde kusurlu olup olmadıkları değerlendirmede esas kriterler değildir. 

Bu bağlamda tarafların velayet yönünden yapacağı anlaşmalar hakimi bağlamaz. 

Birden çok çocuk bulunması halinde, çocukların tek tarafa bırakılacağına ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır. Ancak Yargıtay; çocukların kardeşlik ve paylaşım duygusunun gelişimi için “kardeşlerin birbirinden ayrılmaması ilkesi” esas alınması gerektiği yönünde değerlendirme yapmaktadır. [Yargıtay 2. H.D. 15/05/2013 T, 2013/1183 E, 2013/13868 .K]

Boşanmadan sonra doğan çocuğun velayeti hakim kararı ile belirlenir.  

Velayetin Kaldırılması

TMK Madde 348 – Çocuğun korunmasına ilişkin diğer önlemlerden sonuç alınmaz ya da bu önlemlerin çocuğun yetersiz olacağı önceden anlaşılırsa, hakim aşağıdaki hallerde velayetin kaldırılmasına karar verir.

 1- Ana ve babanın deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerden biriyle velayet görevini gereği gibi yerine getirmemesi.

2- Ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklaması.

Velayet ana ve babanın her ikisinden kaldırılırsa çocuğa bir vasi atanır.

Kararda aksi belirtilmedikçe, velayetin kaldırılması mevcut ve doğacak bütün çocukları kapsar. 

Velayete sahip ana veya babanın yeniden evlenmesi, velayetin kaldırılmasını gerektirmez. Ancak, çocuğun menfaati gerektirdiğinde velaeyet sahibi değiştirileceği gibi, durum ve koşullara göre velayet kaldırılarak çocuğa vasi de atanabilir. 

Velayetin Kaldırılması Şartları Oluşmamışken Velayetin Değiştirilmesi Yerine Velayetin Nez'i Verilmesi Hatalıdır

Anne ve babanın deneyimsizliği , hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi; ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır bir biçimde savsaklamaları halinde hakim velayet hakkını kaldırabilir. (TMK.md.348) Toplanan delillerle ortaya çıkan durum yukarıda açıklanan şekilde nez şartlarının varlığına yeterli olmayıp velayetin değiştirilmesine yol açar (TMK.md.183,349) Öyle ise olaya uygun kanun hükmünün belirlenmesinde hata ile velayetin değiştirilmesi (TMK.md.183, 349) yerine, Türk Medeni Kanununun 348. maddesi sonuçlarını doğuracak biçimde velayetin kaldırılmasına (nez’e) karar verilmesi bozmayı gerektirir. [2. Hukuk Dairesi  2012/18227 E.,  2013/10238 K.]

Velayetin Değiştirilmesi Davası

Velayetin geri verilmesi ve velayetin değiştirilmesi her zaman hakimden istenebilir. Velayete ilişkin davalarda basit yargılama usulü uygulanır. 

Görevli mahkeme; aile mahkemeleridir. Aile mahkemeleri olmayan yerlerde  bu davalara asliye hukuk mahkemesinde aile mahkemesi sıfatıyla bakılır. 

Yetkili mahkeme; talepte bulunan kişinin veya ilgilerden birinin oturduğu yer mahkemesidir.

Velayetin Değiştirilmesi Ve Yargıtay Uygulaması

Velayetin Değiştirilmesinde İdrak Çağındaki Çocuğun Görüşü

Mahkemece ortak çocukların velayeti babaya verilmiştir. Ortak çocuk …’ın 12.09.2011 doğumlu olduğu, anne ilgi ve şefkatine muhtaç olduğu anlaşılmaktadır. Diğer çocuklar 2002 doğumlu … ve 2003 doğumlu… ise davacı-davalı baba tarafından istekleri dışında yurda verilmişlerdir. Ayrıca, müşterek çocuklar 2002 doğumlu … ve 2003 doğumlu… yaşları nedeniyle idrak çağındadır. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. maddesi iç hukuk tarafından yeterli idrake sahip olduğu kabul edilen çocuklara, kendilerini ilgilendiren davalarda görüşlerini ifade etmeye olanak tanınmasını ve görüşlerine gereken önemin verilmesi gerektiğini öngörmektedir. Çocuklar sosyal hizmet uzmanına yurtta kalmak istemediklerini, annelerinde kalmak istediklerini beyan etmişlerdir. Mahkemece tüm çocukların velayeti anneye verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile babaya verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.” [2. Hukuk Dairesi 2015/16470 E. , 2016/9517 K.]

İdrak Çağında Olmayan Çocuğun Görüşüne Değer Verilemez

Taraflar 21.07.2010 tarihinde kesinleşen karar ile boşanmışlar; müşterek çocukları 16.04.2007 doğumlu G.A.velayeti babaya verilmiştir. Toplanan delillerden davalı babanın önce Kahramanmaraş, ardından Tokat ilinde çalıştığı ve yaşadığı, kararın kesinleşmesinden sonra müşterek çocuğu fiilen Ereğli’de bulunan ailesinin yanına bıraktığı anlaşılmaktadır.Baba kendisine velayet hakkı verildiği halde müşterek çocuğu yanına almamış, velayetle ilgili görevlerini ifa etmemiş, bu görevi başkasına bırakmıştır. Her ne kadar 09.12.2011 tarihli sosyal inceleme raporunda çocuğun, velayetinin babaya verilmesini istediği beyan edilmiş ise de, 2007 doğumlu olan G.A. idrak çağında ve görüşlerinin olası sonuçlarını anlayabilecek olgunlukta değildir. Bu bakımdan idrak çağında olmayan çocuğun görüşüne değer verilemez. Türk Medeni Kanununun 183. ve 349. madde koşulları oluştuğundan müşterek çocuk G. A.velayetinin babadan alınıp, anneye verilmesi gerekirken; davanın reddi doğru bulunmamıştır.[2. Hukuk Dairesi 2012/7640 E. , 2013/1390 K.]

VELAYETİN DEĞİŞTİRİLMESİ (1)

Velayetin Değiştirilmesi - Çocuğun Üstün Yararı

Mahkemece; annenin inceleme sırasında çocuğa televizyon izlettirdiği ve özel hayatına ilişkin sorulara tutarsız cevaplar verdiği tespiti yapılan sosyal inceleme raporunda belirtilen görüş doğrultusunda 10.09.2014 doğumlu ortak çocuğun velayeti davalı-davacı babaya verilmiştir. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; çocuğun doğduğu tarihten itibaren ve halen dahi davacı- davalı anne yanında yaşadığı anlaşılmaktadır. Sosyal inceleme raporunda da belirtildiği üzere ortak çocuk yaşı itibariyle anne bakımı ve şefkatine muhtaç olup, doğuştan gelen sağlık sorunları azalarak devam etmektedir. Davacı-davalı annenin çocuğa karşı kötü muamelede bulunduğuna ya da onu ihmal ve istismar ettiğine dair dosya içerisinde bir delil bulunmamaktadır. Sosyal inceleme raporunda annenin yaşadığı evin fiziksel şartlarının yeterli olduğu da belirtildiğine göre, ortak çocuğun velayeti konusundaki üstün yararının, annenin velayetine bırakılması olduğunun kabulü gerekir. O halde, mahkemece velayetin anneye verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davalı-davacı babaya verilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.” [Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 23.05.2017 tarihli ve 2017/1252 E., 2017/6094 K. sayılı kararı]

“Velayet kamu düzenine ilişkin olup, velayet düzenlemesinde asıl olan çocuğun üstün yararıdır.
Ana – baba ve çocuğun yararı çatıştığı takdirde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gerekir. Boşanmanın ileriye yönelik etkilerini hafifletmekte ve çocuğun boşanmadan sonraki hayata alışmasındaki en önemli etken, çocuğun hayatında kararlılık ve sürekliliğin sağlanmasıdır. Ortak çocuk henüz 5 yaşında olup, yaşı dikkate alındığında, anne bakım ve şefkatine muhtaçtır. Çocuğun üstün yararının tespiti amacıyla düzenlenmiş bulunan dosyada mevcut uzman görüşleri içinde de anneye verilmesine engel bir durumun olmadığı da dikkate alındığında; ortak çocuğun belirli aralıklarla her iki ebeveyn yanında kaldığı, anne ile kurduğu bağ, yaşı ve içinde bulunduğu gelişim döneminin özellikleri, anne varlığının küçüğün psiko-sosyal gelişimi açısından önemi, annenin sergilediği ebeveyn tutumu ve küçüğe yaklaşımı, göz önüne alındığında velayetin anneye verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile velayetin babaya verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.” [2. Hukuk Dairesi 2019/5047 E. , 2019/12018 K.]

Velayetin Değiştirilmesi - İkiz Çocuklar

Velayet düzenlemesi yapılırken; göz önünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun “üstün yararı”dır (… Çocuk Haklarına Dair Sözleşme m. 3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına ilişkin … Sözleşmesi m. 1; TMK m. 339/1. 343/1. 346/1; Çocuk Koruma Kanunu m. 4/b). Çocuğun üstün yararını belirlerken, onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir. Ana ve babanın yararları; boşanmadaki kusurları, ahlaki değer yargıları, sosyal konumları gibi durumlar, çocuğun üstün yararını etkilemediği ölçüde göz önünde tutulur. Her ne kadar uzman raporunda, velayetin, annenin uzman raporu alındığı tarih itibarı ile maddi şartları uygun olmadığından yalnızca Merve’nin velayetini talep etmesi nedeni ile kardeşlerin ikiz olması ve ayrılmalarının uygun olmayacağı gerekçesi ile davalı babaya verilmesinin çocukların üstün yararına olduğu belirtilmiş ise de; yargılama sırasında davacı kadın maddi durumunu ve aile desteğini düzeltmesi nedeni ile her iki çocuğun velayetini de talep etmiş olup, toplanan delillerden annenin halen yanında olan çocuğun bakımında ihmal veya istismarının bulunmadığı anlaşılmıştır. Bütün bu açıklamalar karşısında; ikiz olan çocukların yaşı anne bakım ve şefkatine olan ihtiyaçları gözönüne alındığında müşterek çocukların velayeti konusundaki üstün yararlarının, annenin velayetine bırakılması olduğunun kabulü gerekir. O halde, mahkemece velayetlerinin anneye verilmesi gerekirken, babaya verilmesi isabetsiz olmuş, bozmayı gerektirmiştir.[2. Hukuk Dairesi 2015/11764 E. , 2016/1428 K.]

Velayetin Değiştirilmesi Davası Açıldıktan Sonraki Gelişmeler

Velayeti davalı annede bulanan müşterek çocuk Güney Su 16.04.2001 doğumlu olup, halen idrak çağındadır. Velayet işlerinde “re’sen” araştırma ilkesi geçerli olduğundan; davanın açılmasından sonraki gelişmelerin de göz önünde tutulması gerekir. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları.Sözleşmenin 12. Çocuk Haklarının Korunmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 3. ve 6. maddeleri; iç hukuk bakımdan idrak çağında bulunan çocukların kendilerini ilgilendiren konularda görüşünün alınmasını ve görüşlerine gereken önemin verilmesi gerektiğini öngörmektedir. Velayet, çocukları ilgilendiren konuların en önemlilerindendir. Velayet düzenlemesi konusunda; makemece uzman incelemesi yaptırılmadığı gibi; karar tarihinde çocuk idrak çağında olduğu halde, görüşüne de başvurulmamıştır. Ortak çocuk halen idrak çağında olduğuna göre; mahkemece, sonuçları hakkında bilgilendirilerek velayet tercihi konusunda çocuğun bizzat dinlenmesi; bu yeterli olmadığı takdirde 4787 sayılı Kanunun 5. maddesinde gösterilen uzman veya uzmanlardan velayet konusunda rapor alınarak, tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle velayetin düzenlenmesi gerekir. Açıklanan yönde işlem ve inceleme yapılmak üzere hükmün bozulması gerekmiştir.” [2. Hukuk Dairesi 2013/6629 E. , 2013/11271 K.] 

#Velayetindeğiştirilmesi 

Çocukların Annelerini Özlemiş Olmalarının Velayetin Değiştirilmesine Etkisi

Davacı anne 31.08.2010 tarihinde, çocukların velayetinin kendisine verilmesi için bu davayı açmıştır. Velayetin babadan alınmasını gerektiren bir durumun varlığı kanıtlanamadığı gibi; çocukların üstün yararının velayet değiştirilmesini gerekli kıldığına ilişkin bir delil ve olgu da bulunmamaktadır. Salt çocukların annelerini özlemiş olmaları velayetin değiştirilmesi için yeterli bir sebep olarak kabul edilemez. O halde, isteğin reddi gerekirken, yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde talebin kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.” [2. Hukuk Dairesi 2012/19301 E. , 2013/10744 K.] 

VELAYETİN DEĞİŞTİRİLMESİ

Velayetin Değiştirilmesi Davasında Kabul Beyanı

Müşterek çocuk … 2005 doğumludur. Davacı anne ve davalı baba 03.06.2008 tarihinde boşanmıştır. Boşanma ile birlikte velayet anneye verilmiş, daha sonra açılan dava sonucu çocuğun velayeti babaya bırakılmıştır.Davacı anne 10.07.2013 tarihinde açmış olduğu dava ile babaya verilen çocuğun velayetinin değiştirilerek kendisine verilmesini talep etmiştir.Davalı baba 09.09.2013 tarihli dilekçesinde davacının talebini kabul ettiğini beyan etmiş, mahkemece kabul nedeniyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Velayet düzenlemesi kamu düzeniyle ilgilidir. Bu nedenle davalının kabul beyanı tek başına sonuca etkili olamaz.Tarafların delilleri toplanmadan, idrak çağında bulunan çocuk dinlenmeden, gerektiğinde uzman raporu alınmadan, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.” [2. Hukuk Dairesi 2015/17801 E. , 2015/18849 K.]

Tekin Hukuk Bürosu

Yargıtay kararları kapsamlı incelendiğinde velayetin değiştirilmesi koşullarının oluşup oluşmadığının her somut olay özelinde özellikle çocuğun üstün yararı çatısı altında incelendiği görülmektedir.

Aile hukukundan kaynaklanan uyuşmazlıklarınız; boşanma, tazminat, ziynet eşyaları, velayet ve diğer konularda uzman bir aile ve boşanma hukuku avukatından danışmanlık almanız son derece önemlidir. 

Velayetin değiştirilmesi davası için iletişime geçerek hukuki destek talep edebilirsiniz. 

Bu sayfayı değerlendirin post

http://ramazantekin.av.tr

Adana‘da faaliyet gösteren Avukat Ramazan TEKİN, bir taraftan makale ve Yargıtay kararları yayımlayarak hukuk dünyasındaki güncel bilgilere erişimi kolaylaştırırken, diğer taraftan idare/vergi hukuku, ceza hukuku, tazminat hukuku, gayrimenkul hukuku, miras hukuku, medeni hukuk, icra iflas hukuku, iş ve sosyal güvenlik hukuku davalarında avukatlık hizmeti sunmaktadır.


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Hemen Ara
İletişime Geç
1
Merhaba,
Herhangi bir sorununuz mu var?
Bize yazabilirsiniz.