Ana SayfaBlogHukukÖzel HukukZiynet Alacağı Davası

Ziynet Alacağı Davası

Altın, gümüş gibi kıymetli madenlerden yapılmış olup insanlarca takılan süs eşyasını ifade eder.

ziynet alacağı davası

Ziynet Alacağının Hukuki Dayanağı

Eşlerin ziynet eşyalarına ilişkin taleplerinin hukuki dayanağını Türk Medeni Kanunu’nun 226. maddesi oluşturmaktadır. 

Maddenin gerekçesi incelendiğinde; her eşe, edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesinde, diğer eşin zilyetliğinde bulunan mallarını geri alma hakkı tanınmıştır. Aslında her eş gerek kişisel, gerek edinilmiş bütün malvarlığı zerinde evlilik birliği süresince mülkiyet hakkını muhafaza ettiğinden, kendi mallarından yararlanma veya yönetim amacıyla diğer eşe bıraktığı malları geri alacaktır. 

Ziynet Alacağı Davasında Taleple Bağlılık

Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez fakat duruma göre daha azına karar verebilir. (HMK m. 26)

Ziynet eşyası istemine ilişkin davalarda aynen iade, mümkün olmadığı halde bedel iadesi şeklinde taleplerde bulunabileceği gibi sadece ayın veya sadece bedel talebi de mümkündür. Bu itibarla aynen istendiğinde bedel iadesine veya bedel iadesi istendiğinde aynen iadeye karar verilemeyecektir. 

  • Ziynetlerin bedelinin talep edilmesi halinde aynen iadeye hükmedilmemesi gerekir. [Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 15082/18951 K.T. 11.10.2010]
  • İstek, ziynetlerin mevcut ise aynen, değilse bedelinin tahsilinden ibaret olduğu halde, bu yön gözetilmeden yalnızca aynen iadeye karar verilmesi doğru değildir. [Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 8414/9014 K.T.29.05.2007]
  • Ziynetlerle ilgili hüküm kurulurken talep aşılmamalıdır. [Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2006/18247 2007/6574 K.T. 18.04.2007]

Ziynet Alacağı Davasında Faiz

Ziynet alacağına ilişkin taleplerde yasal faiz istenebilir. 

Taleple bağlılık ilkesi gereği faize ilişkin bir talebin olmaması halinde mahkemece re’sen faize hükmedilmeyecektir. 

Ziynetlerle ilgili olarak dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken kesinleşmeden itibaren faize hükmedilmesi hatalıdır. [Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 6408/13145 K.T. 04.10.2006]

Ziynet Alacağı Davasında Verilen Kararın İcrası

Ziynet talebinin müstakil bir dava ile talep edilmesi halinde tipik bir alacak istemi hüküm altına alınmış olduğu için hükmün icrası için hükmün kesinleşmesine bağlı olmayacaktır. [Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2011/30173 E., 2012/13094 K., K.T. 04.10.2006]

Ziynet Alacağı Davası Görevli Mahkeme

Ziynetlerin iadesi istemi ile açılan davada görevli mahkeme Aile Mahkemesidir. 

Ancak aralarında dini nikah bulunan ancak resmi nikah olmadan karı koca gibi yaşayan eşler arasındaki ziynet eşyası alacağına ilişkin talepler ise “Türk Medeni Kanunu anlamında bir evlilik ilişkisi olmadığından” aile mahkemesi değil asliye hukuk mahkmesinde görülecektir. [Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 04.06.2012, 7501/9724]

Ziynet Alacağı Davası Yetkili Mahkeme

Ziynet alacağına ilişkin davalarda genel yetkili mahkeme olan davalının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir ancak bu yetki kesin değildir.

Karşı boşanma davası ile talep edilen ziynetlerle ilgili olarak asıl davaya bakan mahkeme yetkildir. [Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 05.07.2004, 8237/8901]

ziynet alacağı davası

Ziynet Alacağı Davasında Husumet

Dava, ziynet eşyasını elinde bulundurana karşı açılır.  

Ziynetlerin iadesinde kayınbabanın müştereken sorumlu tutulması !!

Somut olayda, davacı kadın 15.08.1984, davalı H.H.de 17.04.1983 doğumlu olup, 20.06.2002 tarihinde diğer davalı babanın bilgi ve teşviki ile düğün yapılmak suretiyle gayri resmi olarak birleşmişler; resmi nikâh gerçekleştirmemişlerdir. 

Mahkeme, davalı H.H.nin haksız eyleminin varlığını kabul et­miş ve bu yön bozma dışı kalmakla kesinleşmiştir. Davalı H.nin babası olan diğer davalının da oğlu ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olup olmayacağının da yine borçlar hukuku kuralları çerçevesinde çözümlenmesi yoluna gidilmiş; Hukuk Genel Kurulu’nda yapılan görüşmeler sırasında davalı V.nin sorumluluğu ziynet eşyaları ve diğer talepler yönünden ayrı ayrı ele alınarak görüşülüp oylanmıştır.

Davalı V. 19.03.2008 tarihli duruşma tutanağına geçen “Bizde kalan bilezikler bizim taktığımız 4 adet gremise tabir edilen büyük altın, 2 adet yarım altın, 2 adet çift burgulu bilezik dışında başkaca bilezik yoktur, bunu da iadeye hazırım” şeklindeki imzalı ve açık kabul beyanı ile kişisel sorumluluğunu kabul etmiş ve bu beyana davacı taraf itiraz etmemiştir. Bu açık kabul karşısında, yapılan ilk görüşmede bu husus oy çokluğu ile karara bağlanmış ve çoğunluk görüşü, beyanda geçen ziynet eşyaları yönünden davalı V.nin iade sorumluluğunun olduğunu, yerel mahkemenin bu yöndeki kararında isabetsizlik bulunmadığından onanması gerektiğini kabul etmiştir.” [Hukuk Genel Kurulu 03.03.2010 2010/4-88 2010/126 ]

Ziynet Alacağı Davasında Harç

Ziynet talebi nisbi harca tabidir. [Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 22.12.2010, 2009/20320 E.,2010/21733]

Ziynete ilişkin istemin tazminat isteminden ayrıştırılması gerekir.  Davalı-davacı kadın ziynet eşyaları ile mevcut ve beklenen menfaatlerinin boşanma yüzünden zedeleneceğinden bahisle 50.000,00 TL. maddi tazminat isteğinde bulunmuştur. Davalı-davacıdan bu isteğinin ne kadarının ziynet eşyaları ne kadarının Türk Medeni Kanununun md. 174/1’e dayalı olduğu sorulup açıklattırılması, yatırılan başvurma harcının ziynet eşyası isteğini de kapsadığı düşünülerek ziynet eşyalarının nitelik ve değerleri sorulup belirlenerek peşin nisbi harcın tamamlattırılarak sonucu uyarınca karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” [Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2010/10125E., 2010/16594 K. K.T. 11.10.2010]

Ziynet Alacağı Davasında Zamanaşımı

Zamanaşımı, borcu doğuran, değiştiren, ortadan kaldıran bir olgu olmayıp doğmuş ve var olan bir hakkın istemesini ortadan kaldıran bir savunma aracıdır.

Ziynet eşyası misli eşya niteliğindedir. Misli eşyanın aynı cins ve nitelikte başka emsali ile yerine konulabilmesi olanaklı olduğundan buna ilişkin taleplerde zamanaşımından da söz edilemez. Aynen iade talebini içeren ziynet davası hukuksal nitelikçe mülkiyet hakkına dayalı istihkak davasıdır ve zamanaşımı söz konusu değildir. [Hukuk Genel Kurulu 31.05.2000 2000/2-91 2000/941]

Ziynet eşyalarının var olduğu tespit edilemez ise istem tazminata ilişkin olacağından Borçlar Kanunu’nun 146. maddesinde belirlenen 10 yıllık zamanaşımı süresi uygulanacaktır. [Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/4504 E., 2012/2318 K., K.T. 29.03.2012]

Ziynet Alacağı Davasında İspat

  • Yargıtay ziynet eşyalarının, normal koşullarda ve hayatın olağan akışına göre kadın üzerinde bulunan, saklanabilen ve götürülebilir nitelikte eşyalar olduğunu kabul etmektedir. [Hukuk Genel Kurulu 2008/6-824 E., 2009/25 K., K.T. 28.11.2009]
  • Evin ihtiyacı için bozdurulan ziynet eşyalarının rıza ile ve iade şartı olmaksızın verildiğini koca ispatlamak zorunda olup bu durumu ispat edemeyen koca ziynet eşyalarını iade ile mükelleftir. [Hukuk Genel Kurulu 6-533/578, K.T. 10.11.2010]
  • Ziynetlerin zorla elinden alındığı hususunu kadının ispatlaması gerekir. [Hukuk Genel Kurulu 2-551/641, K.T. 19.10.2011]
  • Ziynetlerin kocanın bozulan işleri için harcanması halinde  kadına iadesi gerekir. [Hukuk Genel Kurulu 2-747/750, K.T. 17.10.2007]
  • Arabanın kocaya verilmiş olması, alımında kullanılan ziynetlerden vazgeçildiği anlamına gelmez. [Hukuk Genel Kurulu 2-497/713, K.T. 10.11.1993]
  • Ziynetlerin iade edilmemek üzere harcandığını kocanın ispat etmesi gerekir. [6. Hukuk Dairesi 2011/12866 E., 2012/1476 K., K.T. 06.02.2012]
ziynet alacağı davası

Mehir

Mehir, kocanın evlenme sözleşmesi anında ya da devamı sırasında bazen de sona ermesi halinde kadına belirli bir mal, para veya ekonomik değeri olan bir şeyi armağan etmesidir.  Mehir, Yargıtay karar larında kocanın evlenme sözleşmesi anında ya da devamı sırasında, bazen de sona ermesi halinde kadına belirli bir mal, para veya ekonomik değeri olan bir şeyi armağan etmesi olarak tanımlanmıştır. [Y. 1. HD, T.03.04.2014, E. 2014/4841 K. 2014/7106]

Kadının koca tarafından dövüldüğü bu nedenle ziynet eşyalarının almadan evden ayrıldığı tanık beyanları ile belirlenmiştir. Ziynet eşyalarının mevcudiyeti ve mehir senediyle tespit edilmiştir. Davanın bu yönden de kabulü gerekirken yazılı gerekçelerle reddi bozmayı gerektirmiştir.”  [Y. 2. HD, T. 28.06.2000, 6831/8766]

Tekin Hukuk Bürosu

Boşanma ve ziynet alacakları davalarınız için alanında uzman bir aile ve boşanma avukatından danışmanlık almanız son derece önemlidir.

Ziynet alacağı davası için sürecin bir avukat vasıtasıyla yürütülmesinde son derece yarar vardır. Adana avukatlık büromuzla iletişime geçerek aile hukuku ve boşanma alanında son derece profesyonel hukuki destek alabilirsiniz.

5/5 - (10 Oy Kullanıldı)

http://ramazantekin.av.tr

Adana‘da faaliyet gösteren Avukat Ramazan TEKİN, bir taraftan makale ve Yargıtay kararları yayımlayarak hukuk dünyasındaki güncel bilgilere erişimi kolaylaştırırken, diğer taraftan idare/vergi hukuku, ceza hukuku, tazminat hukuku, gayrimenkul hukuku, miras hukuku, medeni hukuk, icra iflas hukuku, iş ve sosyal güvenlik hukuku davalarında avukatlık hizmeti sunmaktadır.


One thought on “Ziynet Alacağı Davası

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Hemen Ara
İletişime Geç
1
Merhaba,
Herhangi bir sorununuz mu var?
Bize yazabilirsiniz.